
Namazın Şartları Ve Rükünleri
Cenâb-ı Hakk’a ve Peygamber Efendimiz’e imandan sonra İslâmın şartlarının en büyüğü ve en mühimmi namazdır. Namaz îmânın alâmetidir. Bütün ilâhî dinlerde namaz ibâdeti vardır.
Namazın farzları on ikidir. Namazın dışındaki farzlarına şart, içindeki farzlarına ise rükün denir.
Namazın Şartları
Hadesten Tahâret
Namazın şartlarından birincisi hadesten tahârettir.
Hades iki kısımdır:
Küçük hades: Abdesti olmamaktır.
Büyük hades: Cünüb olmak, ayrıca kadınların lohusa veya hayızlı (aybaşı hâli) olmasıdır.
Kadın olsun erkek olsun; namaz kılacak kimselerin abdestsiz ise abdest alması, cünüp ise gusletmesi yani bütün vücutlarını yıkamaları şarttır. Kadınların da lohusalık ve aybaşı hallerinden sonra da gusletmeleri farzdır.
Necâsetten Tahâret
Namazın şartlarından ikincisi necâsetten tahârettir. Yani namaz kılacağı yerde, bedeninde veya elbisesinde namazın kılınmasına mâni olacak pislik varsa temizlemektir.
Necaset iki kısımdır:
Ağır (galiz) necâset: İnsanın ön ve arkadan çıkan pisliği, eti yenmeyen hayvanların sidiği, dışkısı ve salyası, tavuk, kaz ve ördeğin dışkısı, kan, irin, meni, mezi, vedi, ağız dolusu gelen kusuntu, şarap ve diğer haram içkiler. Bu necâsetlerden katı olanların 3,2 gramdan fazlası, sıvı olanların ise el ayası kadar veya daha fazlası namaza manidir.
Hafif necâset: Atın sidiği, eti yenen ehil ve yabani hayvanların pisliği, eti yenmeyen kuşların dışkısıdır. Bu necâsetler, isabet ettiği uzvun veya elbisenin dörtte birinden fazla ise namaza manidir.
İstinca, İstinka, İstibra
İstinca, bir kimsenin def-i hâcetten sonra pisliğin çıktığı yeri temizlemesidir.
İstinka, istincada mubâlağa yapmaktır ki, bu da önce münasip kuru bir şeyle silmek, sonra su ile yıkamak sonra da kurulamakla olur.
İstibra, erkeklerin idrar yaptıktan sonra erkeklik uzvundaki akıntıyı tamamen kesip gidermeleridir. Bunun da en güzel şekli sıvazlamadan sonra, öksürmek, bir miktar yürümek, bir yana eğilmek sûretiyle olur.
Setr-i Avret
Namazın şartlarından üçüncüsü setr-i avret, yâni avret mahallini örtmektir. Avret mahalli, insan vücûdunda başkaları tarafından görülmesi ve gösterilmesi haram olan yerlerdir. Erkeklerin avret mahalli, göbeğinden diz kapağının alt kısmına kadardır. Kadınların ise, bileklerine kadar elleri, topuklarına kadar ayakları ve yüzleri hariç bütün vücutları avret mahallidir.
İstikbâl-i Kıble
Namazın şartlarından dördüncüsü istikbâl-i kıbledir. İstikbâl-i kıble, Mekke’de Kâbe’yi görenler için tam Kâbe’ye doğru dönmektir. Uzakta olmaları sebebiyle Kâbeyi göremeyelerin ise Kâbe tarafına dönmeleri kâfîdir.
Vakit
Namazın şartlarından beşincisi vakit, yâni her namazı vakti girince kılmaktır. Vakti girmeden kılınan namaz edâ edilmiş olmaz.
Namaz vakitleri her beldeye göre hazırlanan takvimlerle tesbit edilmiştir.
Kerâhet Vakitleri
Üç vakit vardır ki bu vakitlerde namaz kılınmaz..
Güneş doğduktan sonraki 32 dakika içinde,
Güneş tam zevâl vaktinde iken, yani öğle nama-zından evvelki 15-20 dakika içinde,
Güneş batarken, yani akşam namazından evvelki 45 dakika içinde. Bu vakitte ancak o günün ikindi namazının farzı kılınabilir.
Bu üç vakitte; kazaya kalmış farz namazlar, vâcip namazlar, kerâhet vaktinden önce hazırlanmış cenazenin namazı kılınmaz. Yine önceden okunmuş bir secde âyetinden dolayı tilâvet secdesi de yapılmaz. Aksi takdirde iâdeleri lâzımdır. Bu üç vakitte nâfile namaz da kılınmaz, fakat kılındığı takdirde iâdesi gerekmez. Kerâhet vakitlerinde Kur’ân okuyup, zikir yapmak ise câizdir.
Sabah namazı vakti girdikten sonra, (sabah namazının sünneti hariç) güneş doğana kadar, ikindi namazı kılındıktan sonra güneş batana kadar nâfile namaz kılmak mekruhtur.
Niyet
Namazın şartlarından altıncısı niyet, yâni Allâh rızâsı için namaz kılmayı dilemek ve hangi namazı kılacağını bilmektir.
Niyet kalb ile yapılır. Dil ile söylendiği halde kalbden niyet edilmezse namaza niyet edilmiş olmaz. İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin, Mektubât-ı Şerîf, birinci cild, 186′ncı mektupta buyurduklarına göre: Dil ile niyyet câiz olunca, çok kimse yalnız dil ile niyet ederek, kalb ile niyeti terk ediyor. Böylece namazın farzlarından biri olan kalb ile niyet yok oluyor. Namaz kabul olmuyor. O halde, niyeti dil ile değil, kalb ile yapmalıdır. Farz namazlarda, bayram ve vitir namazlarında niyeti belirtmek lâzımdır. Meselâ; “Bugünkü sabah namazına veya cuma namazına veya vitir namazına veya bayram namazına” diye niyet edilir.
Nâfile namazlarda sadece “Namaz kılmaya” niyet etmek kâfi gelir.
Namazın Rükunları
İftitah Tekbiri
Namazın rükünlerinden birincisi iftitah tekbiri yâni namaza “Allâhü Ekber” diyerek başlamaktır. Tekbir alırken ilk heceyi (Aaallâhü) şeklinde uzatmak câiz değildir. Bunu yapan, namaza girmemiş olur. Namaz içinde yaparsa namazı bozulur.
Kıyam
Namazın rükünlerinden ikincisi kıyam yâni ayakta durmaktır. Kıyam, farz ve vâcip namazlarda şarttır. Ayakta durmaya imkânı olanın oturarak kılması câiz değildir. Sabah namazının sünneti dışında, sünnet ve müstehap namazlar, bir özür bulunmasa da oturarak kılınabilir. Fakat, efdâl olan ayakta kılmaktır.
Kırâat
Namazın rükünlerinden üçüncüsü kırâattır. Bu da namaz kılanın kendisi işitecek derecede Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinden bir mikdar okumasıdır.
Kırâat, vitir ile nâfilelerin ve iki rek’atli farzların her rek’atinde, dört rek’atli farzların ise ilk iki rek’âtinde farzdır. Son iki rek’âtinde okumak ise sünnettir.
Farz olan kırâat miktarı, üç kısa âyet veya bu miktarda uzun bir âyettir.
Rükû
Namazın rükünlerinden dördüncüsü rükûdur.
Rükû, kıyamda kırâatı bitirdikten sonra, baş ile arka düz olacak şekilde eğilmektir. Bu esnada kadınlar, parmaklarını dizkapakları üzerine kor. Erkekler ise, parmaklarıyla kavrayarak diz kapakları üzerine kor.
Oturarak namaz kılan, rükû’ için başını dizleri hizâsına kadar eğer.
Secde
Namazın rükünlerinden beşincisi secdedir.
Secde, rükû’dan doğrulduktan sonra alnını, burnunu, iki ayağının parmak uçlarını, iki eli ile iki dizini yani toplam yedi âzasını yere koymaktır. Secdede gözler burnun iki yanına bakar. Eller yüzün hemen iki yanında, parmaklar kapalı ve kıbleye doğru tutulur.
Ka’de-i Ahîre
Namazın rükünlerinden altıncısı ka’de-i ahîredir ki, son oturuş demektir.
Ka’de-i ahîre, namazın sonundaki oturuşta “Et-tehıyyâtü”yü okuyacak kadar oturmaktır.
Kaadede erkekler, sağ ayaklarının parmakları kıbleye gelecek şekilde çevirir ve sol ayağını yatırarak iki ayağı üzerine oturur. Kadınlar ise iki ayaklarını sağa çıkararak uylukları üzerine oturur. Kadınların bu oturma şekline teverrük denir. Kaadede eller dizlerin üzerine kıbleye doğru serbest olarak konur.
